Bu sayfalardan marka gündemini belirleyeceğiz, tartışacağız. Markalar dünyasında, halkla ilişkiler, reklam, pazarlama gibi disiplinlerde, kısaca pazarlama iletişimiyle ilgili gündemdeki konular hakkındaki görüşlerimi paylaşacağım.
Pazar, Ekim 01, 2006
Sabah Gazetesi’nin reklamı
Sabah Gazetesi hem kendi gazetesinde hem de televizyonlarda bir reklam yayınlatıyor bu şıralar. Geçtiğimiz hafta başladı. Görmüşsünüzdür mutlaka, dikkatinizi çekmiştir. Türkiye’deki klasik gazete ilanlarından farklı bir reklam. “Her sabah yeni bir gazete ile güne başla” klişesinden uzak, etkisi güçlü gibi duran bir kampanya. Ancak ben reklamı gördüğüm zaman bu reklamın Sabah Gazetesi’nden çok dijital fotoğraf yazılımı ünlü Photoshop’a daha çok yakıştığını düşündüm. Bu kampanyanın ve Sabah’ın konumlandırmasında hata yapıldığına inanıyorum. Kampanyanın sloganı “Gerçekleri Göstermek Cesaret İster”. Zaten gazetenin başlıca görevi gerçekleri anlatmak değil midir ve bunu yapan gazetecilerin zaten yürekli ve korkusuz olması gerekmez mi? Kampanya zaten halihazırda olması gerektiği bir özelliği için bizden Sabah’ı almamızı istiyor.
Asıl sorun güven eksikliği
Medyanın duayen ismi Nuri Çolakoğlu 27 Eylül 2006 tarihli Referans Gazetesi’ndeki köşesinde “Medya, dünyanın pek çok ülkesinde olduğu gibi, Türkiye’de de, her yıl yapılan itibar anketlerinde ne yazık ki en itibarsız kurumlar arasında yer alıyor. Bunda zaman zaman patlak veren medya savaşlarının etkisi olduğu gibi medyanın kendisinden kaynaklanan bazı hatalar da var. Şüphesiz, medyanın en göz önünde olan kurumlardan biri olmasının payı da büyük. Türkiye’de sokaktaki adama en rahat konuşabileceği iki üç konuyu sorsanız, ilki futbolsa ikincisi de mutlaka televizyon olacaktır” diye yazmış. Altına imzamı atarım. Gazetelerin asıl sorunu güven eksikliği. Okur gazeteleri hep bir kuşkuyla okuyor. Bir haberi okurken gazetenin patronu ile ilişkilendirmeye çalışıyor öncelikle. Haberin altında çıkar var mı yok mu onu arıyor. Gazetelerin ve gazetecilerin eski günlerindeki güvenirliğine kavuşması için öncelikle güven sorunu aşılmalı. Geçtiğimiz hafta Aygaz genel müdürü açıklamıştı, müşterileri tüp getiren Aygaz çalışanlarına “Anahtar paspasın altında, sevdiğin börek buzdolabında” diye not bırakıyormuş. Babıali’nin bu güveni tekrar kazanmaya ihtiyacı var, cesaretliyim mesajı vermeye değil.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder